Milli Takım ve Şenol GÜNEŞ birbirini tamamlıyor. 2002 Dünya Kupası 3. lüğünden sonra, Avrupa Şampiyonası finalleri için buluştular. Lucescu’nun başlattığı gençleştirme eylemine sihirli dokunuşlarla tecrübelileri de katan Şenol GÜNEŞ güzel bir kadro yakaladı. Bu kadro ile çok güzel işler yapacağı kesin.
Maça üçlü savunma ve kalabalık orta saha ile kontrollü başlayan milli takım baskı kurmaya çalıştı ama ilk çeyrekte etkili olamadı. Millilerimizin üzerinde eksiklerden dolayı bir baskı vardı. Topu iyi sakladı. Savunmamız maç içinde dörtlü savunma ve kalabalık orta sahaya geçiş yaptı. İzlanda ekibinin etkili olmasını engellemeye çalıştı ve başardı. Bir ara İzlanda topu bizim yarı sahamıza yığar gibi oldu. Milli takımımızı çok zorladı. Defans güvenliği sağlam olan millilerimiz iyi kapandılar. Duran toplara ve havadan etkili ataklara karşı gerekli önlemler alınmıştı. İlk yarıda bir duran top organizasyonunu son anda kaleci Mert topu taca yumruklayarak önledi. Millilerimiz ise atakların gelişimini yapmakta zorlandılar. Etkili atak geliştirememize neden olan ise orta sahada pas organizasyonu yapacak oyuncuların sakatlık ve formsuzluklarıydı. Hücum üçlümüz ise birbiri ile tamamen uyumsuz bir görüntü çizdi. Buna rağmen bireysel olarak etkili olmaya çalıştılar. Cengiz’in sakatlıktan yeni çıkması bitirici alana kadar taşıdığı topları bildiğimiz etkili vuruşları yapmasını engelledi. İleriye aktarılan toplar Burak’ın da formsuz olması nedeni ile İzlanda defans oyuncuları tarafından olgunlaşmadan bitirildi. Hakan’da İzlanda karşısında fazla etki gösteremedi. İzlanda ise fizik gücü ile iyi direnç gösterdi. Milli takımımız eksikliklerimize rağmen mücadeleci oyuncuları ile yenilmemeyi öğrendi. Savunma anlamında güzel işler yaptık.
Maçın en iyisi Umut Meraş’tı. Hücumda ve savunmada futbolun gereğini yerine getirdi. Merih Demiral mücadele anlamında yine Fransa maçını aratmadı. Ama araya atmak istediği paslarda etkili olamadı. Çağlar güvenli oyun sergiledi. Orta sahada defansın önünde Okay ve Mahmut iyi mücadele ettiler. Ozan etkili olmak için elinden geleni gösterdi. Maçın başlarında gördüğü sarı kart gereksizdi ve kendine yakışmadı. Bu kadar basit sarı kart görmemeliyiz. Zeki iyi çalıştı.
Bütün bunların ışığında iki topumuzun direkten döndüğünü de unutmamak gerekir. Hücum oyuncuları kopuk oynamak yerine birbirlerini tamamlasalardı daha etkili son vuruşlarla maçın kazananı biz olurduk.
Milli takımda her oyuncu elinden gelen çabayı gösterdi. Mücadele güçlerini ortaya koydular. İzlanda’yı iyi çalıştıklarını gösterdiler. Özellikle maçın sonlarına doğru kaleye gitmekte olan topu gecenin savaşcılarından Merih Demiral’ın çizgiden çıkarması bizim Avrupa Şampiyonasına gitmemizin biletini almamızı sağladı.
Maç sonunda golsüz beraberli bizi finallere taşıdı. Haklı bir sevinç oldu. Tribünlerin isteğini kırmayan Şenol GÜNEŞ seyirciye 3’lük çektirdi.
Bizlere hiç yakışmayan ise rakibin milli marşına yapılan saygısızlıktı. İzlanda milli marşı çalınırken ıslıklamak ve yuhalamak bizlere hiç ama hiç yakışmadı. Bunun hiçbir türlü savunması ve açıklaması olamaz. Stada bizim adımıza gidip takımımıza destek olması gereken seyircileri yaptıkları saygısızlıktan dolayı kınıyorum.
Bu takım ile ilk barajımızı geçtik. Avrupa Şampiyonasında çok iyi işler yapacağımıza inanıyorum. Yeni bir jenerasyon geldi ve bu takım ile daha çok uluslar arası turnuvalara katılıp başarılar sağlanacağına güveniyor ve inanıyorum. Bir ara izlenmeyen milli maçlar Şenol GÜNEŞ ile tekrar izlenmeye ve stadlar dolmaya başladı. Bizlere bu sevinci yaşatan Başta Şenol GÜNEŞ olmak üzere futbolcusundan teknik ekibine kadar herkese teşekkür ederim. İyi ki varsınız.