Evet değerli dost bu haftaki konumuz - yazımızın başlığından da anlaşılacağı gibi Aziz Nesin’in soyadı.
Büyük usta soyadının hikayesini aynen şöyle anlatıyor: ”1934 yılında soyadı kanunu çıktığında herkes kendi soyadını kendi seçtiği için insanların bütün gizli aşağılık duyguları açığa çıktı. Dünyanın en cimrileri ‘eli açık’, en korkakları ‘yürekli’, en tembelleri de ‘çalışkan’ gibi soyadlarını aldılar. Her türlü yağmada hep sona kaldığımdan güzel soyadı yağmasında da sona kaldım. Ortada böbürleneceğim bir soyadı kalmadığından ‘Nesin’ soyadını aldım. Herkes ‘Nesin’ diye çağırdıkça ne olduğumu anlayıp kendime geleyim diye.”
Şimdi nereden çıktı bu Aziz Nesin’in soyadı hikayesi?
Anlatayım efendim: Bu yazım geçen haftaki ‘Ağzına kılığına bakmaz, Kestel’e düğüne gider’ başlıklı yazımızın devamı niteliğindedir. Çünkü çok beğeni aldı. Telefon açıp tebrik edenler bile oldu. Bir takipçim ‘Ağzına kılığına bakmaz Kestel’e düğüne gider’in eş anlamlısını ve Anadolu’da daha yaygın olanını yazmış ”Boyuna posuna bakmaz Hasan dağına oduna gider” Evet hemen hemen tıpa tıp uyuyor. Bazı okurlarım da “Zübük”ün yerine ”Dalkavuk” daha iyi uyardı diye yazdılar. Ve çoğunluğu aday adaylarından çok dalkavuklara kızdılar. Ben burada yine bir atasözümüzü devreye sokacağım: “Her dalkavuk bir alığın sırtından geçinir”
Bana göre sıkıntılı aday adayının, dalkavuk için ‘Bunun böyle marifetleri varsa kendisi niye milletvekili olmuyor?’ diye sorması gerekmiyor mu? Bir de ‘Ben neyim?’ sorusunu kendi kedine sorması gerekmiyor mu?
Büyük usta Aziz Nesin boşuna mı o soyadı almış?
Yazım hiçbir aday adayını, hiçbir partiyi hedef almamaktadır. Genel olarak yazdım.
Hoşça kalın, dostça kalın.