BU VATANA NASIL KIYDINIZ?

İNSAN OLAN İNSAN VATANINI SATAR MI?

EKMEĞİNİ YİYİP SUYU İÇTİNİZ

DÜNYADA VATANDAN AZİZ VAR MI?

BEYLER BU VATANA NASIL KIYDINIZ?

ONU DİDİK DİDİK DİDİKLEDİLER

SAÇLARINDAN TUTUP SÜRÜKLEDİLER

GÖTÜRÜP KAFİRE “BUYUR”DEDİLER

BEYLER BU VATANA NASIL KIYDINIZ?

ELLERİ KOLLARI ZİNCİRLERE VURULMUŞ

VATAN ÇIRIL ÇIPLAK YERE SERİLMİŞ

OTURMUŞ GÖĞSÜNE TEKSASLI ÇAVUŞ

BEYLER BU VATANA NASIL KIYDINIZ?

GÜNÜ GELİR ÇARKI DÜZENE ÇEVRİLİR

GÜNÜ GELİR HESABINIZ GÖRÜLÜR

GÜNÜ GELİR SUALİNİZ SORULUR

BEYLER BU VATANA NASIL KIYDINIZ?

Nazım Hikmet

Evet beyler bu vatana nasıl kıyıyorsunuz? Nasıl kıyıyorsunuz? Söyleyin bakalım yahu nasıl kıyıyorsunuz?

Bu şiirin yazarı Nazım Hikmet bu vatanın tek çakıl taşını, tek kum tanesini satmadı. Tüylerim diken diken oldu. Çok yoğun duygu yükü altındayım. Yazamıyorum. Beş dakika ara vermek zorundayım. Çoğunluğu Bursa olmak üzere vatanın çeşitli zindanlarında 17 yıl yattı. Yetmedi. Yurt dışına sürgün edildi. Yetmedi. Vatan hani ilan edildi. Yetmedi vatandaşlıktan çıkarıldı. Mezarı hala yurt dışında.

Yurt dışındayken Bulgaristan’a geliyor oradan Türk sınırına yakın bir yerden “Karşıki memleket sana sesleniyorum, duyuyor musun oğlum Memeet, Memet!” diye bağırıyor. Oğlu vatanında, İstanbul’dadır.

Yine Moskova’dan Afrika’ya Türkiye üzerinden uçakla geçerken başka bir şiir yazıyor. İnsanlar ölürken son sözleri çok önemlidir. Nazım “Memleketim! Memleketim!” diyerek son nefesini veriyor.

Yukarıdaki şiirine dikkat ederseniz vatanı kadına benzetiyor. “Saçlarından tutup sürüklemişler” diyor. “Götürüp kafire buyur demişler” diyor. “Çırıl çıplak yere sermişler” diyor. “Göğsüne Teksaslı çavuş oturmuş” diyor. Sonra da “Bu vatana nasıl kıydınız?” diyor. Yani vatanı namusa benzetiyor beyler. “Vatan anamız, avradımız, yarimiz”  diyor beyler. Bu adam vatan haini ise şimdikiler ne beyler?

Bu coğrafyada yaşayan her insanın fazla değil, şöyle bir yüz yıl geriye gittiğiniz zaman ailesinde en az iki şehit olduğunu görürsünüz..Ve hala bu vatan için şehit vermeye devam etmiyor muyuz? Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Vatan torağı kutsaldır asla satılamaz” demiyor mu? Atatürk’ün Çanakkale’de sadece üç dakika zaman kazanabilmek için 57. alaya verdiği bir emri biliyor musunuz? ”Ben size ölmeyi emrediyorum” diyor. Böyle bir emir dünya askerlik tarihinde yoktur. O alay ölüme akıyor beyler. Az da olsa bu toprakların nasıl vatan edildiğini anlatabildim mi beyler?

Pekiyi şimdi biz ne yapıyoruz? Önce mevcut iktidar (AKP) öyle bir girişti ki bu vatanı satmaya, hem de “BABALAR GİBİ!” Sat babam sat, bitmeyecek sandılar. Ama bitti beyler bitti.

Sonuç ne oldu? Putin doğal gaz borcunu seçim sonrasına erteleyiverecek. Suudi Arabistan’dan, Katardan gelen paralarla seçim kazanacak. Bu millet yerse!   Bence bu sefer yemeyecek.

Tabi ki büyükler satar da küçükler durur mu? Herkes müteahhit. Herkes emlakçı. Her ay periyodik bir şekilde katlanarak artıyor. Vatan satmak bayrak yarışına döndü.  “Sen sattın ben satamadım.” Şaka gibi beyler 55.000 vatandaşlık verilmiş Alanya’da, üç katı kadar da bekleyen olduğu söyleniyor.

Bu insanlar bu ülkeyi yönetenler Filistin’i görmüyorlar mı beyler? Onlarda vatanlarını önce parayla satmadılar mı?

Alanya, Mahmutlar zaten bitti. Demografik yapı tamamen değişti. Nereye baksan Ruslarla, Ukraynalılarla dolu. Kaldırımlar onların araçlarının işgali altında. Bir de bu insanlar kendi öz vatanlarının savunmasından kaçan insanlar. Yani vatan hainleri. Kendi vatanına hainlik yapanın senin vatanına hayrı mı olacak sanıyoruz?

Bir de bu vatan satan müteahhit ve emlakçılar hemen hemen her siyasi partide partilerin yönetimlerindeler. Olmayanlar yönetimdekilerden de itibarlı kimseler. Öyle bir lobi faaliyeti yürütüyorlar ki herhangi bir kısıtlama gelmesin diye, akıllara zarar.

Beyler bu gidişe bir “dur” denmezse yakında bunlar ana dilde eğitim isteyecekler. Kendi Kürt yurttaşımızdan esirgediğimizi bunlara vermek zorunda kalacağız. Kendi ibadethanelerini (Kilise) isteyecekler. Kendi Alevi’mizden esirgediğimizi (Cem evlerini ibadethane olarak yasalaştırmak) bunlara vermek zorunda kalacağız. Ondan sonra “Kürtler bizim kardeşimiz, Alevler bizim kardeşimiz” demeye devam edeceğiz. Kim inanır?

Talan olan tarım arazilerimiz cabası. Evet beyler bir gün her şey çok geç olabilir.

Yazımı İsmet paşanın çok sevdiğim bir sözüyle bitirmek istiyorum: “BİR BAŞKA ÜLKE YOKTUR Kİ KENDİ İÇİNDEN BU KADAR ÇOK HAİN ÇIKARABİLSİN”

Hoşça kalın, dostça kalın.