Alanyalı Prof. Dr. Avşaroğlu: "Afgan diye bir millet yoktur" Alanyalı Prof. Dr. Avşaroğlu: "Afgan diye bir millet yoktur"

Atatürk Anıtı önünde toplanan, aralarında Alevi örgütlerinin de yer aldığı Alanya Emek ve Demokrasi Güçleri, son dönemde görselleri de paylaşılan Alevi katliamını kınadı. Alanya Emek ve Demokrasi Güçleri Platformu tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Suriye’de Alevilere yönelik katliam devam ediyor ve görmezden geliniyor. Suriye’de, 8 Aralık 2024’de gerçekleşen yönetim değişikliğinden sonra, Alevilere yönelik sistematik ve bilinçli bir katliam sürüyor! 8 Aralık’tan bu yana, İdlib, Humus, Hama ve Laskiye kırsalında Alevi köyleri kuşatma altında, halk ölüm tehdidiyle yüz yüze. Camilerden yapılan anonslarla özellikle Alevi halkı hedef gösterilirken, saldırılar doruk noktasına ulaşmış durumdadır. Kaçırılan kadınlar tecavüz tehdidiyle sindirilmekte, gençler işkence edilerek kaybedilmekte, köyler yakılıp yıkılmakta ve faili meçhul cinayetler sıradanlık kazanmıştır.

Bu zulmün failleri bellidir! Buradan yüksek sesle haykırıyoruz! Geçici hükümet, onun lideri Colani ve Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) başta olmak üzere El Kaide bağlantılı cihatçı çeteler, yıllardır Alevilere, Hristiyanlara ve farklı inanç gruplarına yönelik katliamlar düzenlemektedir. Suriye’de yönetimi ele geçiren terör örgütü HTŞ’nin başını çektiği geçici hükümet, onun cihatçı lideri Colani ve bu çeteler, Batılı emperyalist güçlerin desteğiyle büyütülmüş, silahlandırılmış ve eğitilmiştir.

Bu sistematik saldırılar sonucu yüzlerce Alevi kardeşimiz hayatını kaybetti, binlerce insan zorla evinden sürgün edildi. Sadece onlara mı? Dürziler, Ezidiler, Ortodoks Rumlar, Ermeniler, Süryaniler, Kürtler, Çerkesler, laikler ve kadınlar kendilerini tehdit altında hissediyorlar. Her gün başka bir haber, video, yardım çağrısıyla sarsılıyoruz. Coğrafyamız kaynıyor. Birçok farklı alt üst oluş hepimizi bazen umut, bazen acıya boğuyor. Benzer acıları da defalarca yaşamış bir ülke olarak, hemen yanı başımızda yaşanan gelişmelerin bu topraklarda da kaygıya neden olacağı açık bir gerçektir.

Yunus, Mevlana, Hacıbektaş’tan devraldığımız kültürümüz insanı yüceltir ve onun yanında durur. Büyüklerimiz ‘yetmiş iki millete aynı gözle’ bakmayı fısıldamıştır kulağımıza. O yüzdendir ki hiçbir kötülüğe kayıtsız kalmayız, kalamayız. Bütün halkımızı bu kaygı veren gidişata karşı kenetlenmeye, yetkilileri de bu kıyımı durdurmak için harekete geçmeye, çağırıyoruz. Bugün Suriye’de, Alevi köylerinde, sadece bu çetelerin eli kanlı militanları değil, onları besleyen, onlara lojistik sağlayan, siyasi zemin açan tüm devletler de sorumludur.”