İşte Oğuz Hoca'nın Ahu Tuğba ile o anısı:
"1993 yılında Alanya şivesinden kaynaklanan çetin bir tartışmayı, Ahu Tuğba’nın ölümüyle hatırladım. Tartışma, merhume Ahu Tuğba ile o dönemdeki beyaz eşya dükkanında tezgahtarlık yapan, Alanya Lisesi'nde öğrencim olan Bademağacı köyünden, Oba'da ikamet eden Ali Rıza Solak arasında başlamıştı. Ben de orada tesadüfen bir alışveriş için bulunuyordum.
Ahu Tuğba, sinirli bir şekilde dükkana girdi. Mahmutlar'da oturuyormuş ve bir yaşında bir bebeği varmış. Bebeğine meyve vermek için bir mikser satın almış, fakat mikserin içine birkaç bütün şeftaliyi çekirdeğiyle koyunca mikseri bozmuş. Sinirlenen merhume, mikseri getirdi ve bunu satan Ali Rıza’nın önüne attı. Yeni bir mikser talep ediyordu.
Ali Rıza, katıksız Alanya şivesiyle Ahu Hanım’a, "Efendim, şevdeliyi gilikleriyle mikserin içine atmışsınız. gilikleri çıkarıp mikserin içine öyle atmamanız gerekirdi" şeklinde yanıt verdi. Merhume Tuğba bu duruma felaket derecede sinirlendi ve "Açtırma benim bayramlık ağzımı, 'gilik' diye neye diyorsun sen?" diye tepki gösterdi. Bizler de devreye girdik ve "Gilik dediği çekirdek" diye durumu açıkladık.
Sonrasında, Ali Rıza, Tuluklar'ın patronlarından yeni bir mikser sözünü aldı. Mahkeme falan açmakla tehdit ediyordu. Aradan zaman geçti ve 1998 yılında, Cumhuriyet’in 75. yılı anısına hazırladığım "Yetmiş Beş Yılda Alanya" adlı kitabımın tanıtımı için Yeni Alanya Gazetesi'ne gittiğimde, Ahu Tuğba da oradaydı. İmzalı kitabımı takdim ettim ve mikser olayını hatırlattım. O dönemki tartışmanın, tezgahtarın "gilig" deyişinden kaynaklandığını söyledi. Ben de kendisine, "Gilik"in Alanya’da çekirdek anlamında kullanıldığını ve "Gilig yutmuş bozlak kuşu" deyiminin anlamını, hikayesini anlattım. Karşılıklı güldük.
Dün öğrendik ki, Ahu Tuğba vefat etmiş. Merhume’yi Allah rahmet eylesin".