Her ne kadar siyaset ve politika halk arasında aynı anlamda kullanılsa, biri biriyle tamı tamına örtüştürülse de ikisi arasında öz ve kabuk şeklinde benzerlik vardır. Her politikacıdan siyasetçi, her siyasetçiden de politikacı olmayabilir. İlim ile amel farklılaşınca…
Siyasetin barınma merkezi beyin, akıl, bilgi, ilim, ahlak verileridir. Devletin varlık ve bütünlüğüneebed-i müddet ideali ile uzun ömür vadeder.Politika; günü birlik hesap üzerinden hükümet olma çabasıüzerine kurulu düzenin mide, sermaye merkezli, dedikodu, jurnalleme yöntemleriyle taraftar toplayabilme gayret ve yöntemlerine dayanmaktadır…
Bu meyanda değerlendirince siyasi partiler devlet yönetimi için idealler, ülküler; politik partiler ise günübirlik hesaplar üzerinden ülküsüz, idealsiz karalama propaganda ve taktikleri üzerine bina edilmektedirler. Kökleşmiş partilerin genelde ideal ve idealistleri, çile çekenleri vardır. Politika bu tipleri hep dışlar. Ne idealistlerine yol verirler, ne de ideallerin gerçekleşmesine yönelik yol açarlar. Siyasetin, partilerin, politikaların en nemli sorunları tüzük yazıp parti kurmaktan değil; önder, lider, vizyon üzerinde halka bir yol ve yön gösterememesidir…
Küfürlü, saldırgan, ayrıştırıcı, uzlaşmasız politikaların tamamının altında ilim, amel, ahlak sıkıntısı yatmaktadır. İyi niyet ve amellerin sömürülmesi üzerine kurgulanan politika milli bünyeyi tahrip etmekte, milli değer ve inançları sürekli hırpalamaktadır. Bir seçim süreci dahi geçmeden hayata geçirenlerce sistem tartışmaya açılmaktadır. Milli varlıklar özele devredilirken, özeller icracılar vasıtasıyla devlete hükmeder hale gelmekte, halk kitleleri yokluğa, kıtlığa sürüklenmekte, açlığa terk edilmekte, milli sektör tanımı unutturulmaktadır…
Herkesin özünü en iyi lider vasfıyla tanımladığı siyasi arenadaki politikacıların lider ve liderlik konusunda yeterlilikleri halk arasında tartışılmaktadır. Günümüz aktif politikasında ve oluşumların önderleri arasında dikkat çeken farklılığı gösterebilmek zordur. Daha ileriye atılma plan ve projeleri yerine “yıkılırsa biraz pay düşer” mantığı üzerinden yürüyen politikanın partileşmesi güncel gündem üzerinde etkenlik gösterse bile ülke bütünlüğü içinde toparlayıcı ve sürükleyici vizyon oluşturamamaktadırlar…
Partileşme sürecinde önderlerin parça koparma yerine parçalanmış gönülleri bütünleştirme fikir, düşünce ve ideallerini ortaya koymaları şarttır. Parçalamak, dağıtmak kolaydır. Birleştirmek, bütünleştirmek, icat etmek zordur. Politikacı kolayı, siyasetçi zoru başarmayı hedefler. Uzun vadeli siyasal hedeflere ihtiyaç vardır. Anadolu medeniyetlerinin bütüncül modern felsefesi “Türk Ülküsü” idealiyle kaynaşmıştır. Bu iyi bir kültür, bilgi meselesidir... Biz lideri partisinden değil; şahsiyetinden tanınır, biliriz!..