Tarihin her döneminde farklı ülkelerde gelişen fikir hareketleri kitleleri etkilemekte, eylemlere sürükleyebilmektedir. Dinler tarihindeki inanan-inanmayan kavgaları evrimleşerek emek-sermaye söyleminden sağ-sol eylemlerine yönelmiştir. Devlet yönetim şekillerini etkisi altına almış, bilimi altüst eder duruma gelmiş, politikanın özüne yerleşmiştir. Yerküreye uyarak dönüp dolaşıp eşdeğer teranelerle toplumu karıştırmıştır. İç ve dış müdahalelerle medd-ü cezir etkisi yaratmakta, kitleleri sahasına çekmekte, misyon yüklemektedir…
İlahiyatın oluşum, gelişim sürecinde bahsedilen putperestliğe karşı peygamberlerin gönderilmiş olmasını dinler tarihi açıkça beyan etmektedir. Bütün ilahi dinlerin temeli “Adem ile Havva” efsanesiyle tanımlamaktadır. “Ömürle” ifade edilen dünya hayatına ise Tanrı’nın bahşettiği akıl ile ulaşılmakta, ilim yoluyla yön tayin edilmektedir. Toplumsal uzlaşmazlık ve uzlaşının temelinde fikir hareketlerini yansıtan pencerenin bakış açısındaki bileşenlerin önemi büyüktür. Aynı yöne de olsa farklı pencereden alınan kareler tamı tamına örtüşmezler…
Yerkürenin oluşumu ve evrendeki hareketlerinin yansıttığı dört mevsimi bir yılla tariflerken; diğerine zıt dört ayrı yöndeki bakış açısının en verimli tarifini piramidin katlarındaki odalarda değil; en üst zirvesindeki bileşke noktasından, her dört alanı da gösterdiği yerden en doğru şekilde tanımlamak mümkündür. Günümüz bilim insanlarının geçmiştekilere göre daha bilgili ve daha verimli tanımlanması bundandır. Yazılanları okuyup birleştirdikten sonra üstüne ilave mümkündür. Fikir ve düşünce adamlarının bu zirvede konuşlanması barış kavram ve ortamını kolaylaştıracaktır. İlmin zirvesi bilim bileşenlerinin ortak odak noktasını oluşturur…
Gençlik yıllarımızda fikir teatileriyle buluşmamız sürecinde benimsediğimiz ülkünün karşıtı idealistlerin eserlerini okumaktan imtina ederken, okuduğumuz zaman ise amacın aynı, aracın farklılığını kavramış olmanın bilincine erişme heyecanı kişisel mutluluğu arttırmaktadır. Sapını insanın tuttuğu, kaynağının da yaratana yaklaştırdığı ilmin farklı izahının çeşitli kaynaklardan esinlenerek derlenmesinin en doğru, en verimli neticeyi ortaya koyacağı gayet açıktır…
Sadece Cumhuriyet dönemindeki fikir ve düşünce akımlarının ortaya çıkışı, yayılışı genç nesillerin araştırma, bilim ve ilme yönelmesine imkân tanımıştır. Düşünce akımları her ne kadar ‘karşıt görüş’ teziyle ifade edilse de; karşıtını tanıma imkânı farklılıkların bileşkesinde ülküleri kaynaştırabilmektedir. Söz konusu mahaldeki en büyük sıkıntı kaynağı cehaletin özünü ilim yerine koyarak inatlaşmasındandır. Cehalet cesaretin inatlaşmasıdır. Önüne geçilebilmesi iyi, doğru, milli eğitim sistemleriyle mümkündür. Düşünce akımları okundukça doğruya yaklaştırır, uyuyan devlerin uyanmasına yardımcı olur. Karşıt görüş, reaksiyon fikirleri tanımadan aksiyon düşünceyi yakalamak imkânsızdır. Ben, yanlışlarımı muhaliflerimden öğrendim. Fikir hareketleri bilgiyi yönlendirir, düşünürü uyandırır ve doğru hedefe kilitler…