Başlıkta ortak bir arkadaştan bahsedince sizlerin kim olduğunu merak ettiğinizi düşündüm. Aynı anda, aynı yerde, aynı şeyleri paylaştığımız telefonlarımızdan bahsediyorum. Adeta en yakın arkadaşlarımız. Cebimizde bizimle her yere gelen, yemek yerken bize masada eşlik eden, geceleri uyanıp başucumuzda bulamayınca panik yaptığımız, gerçekçe bir dost sanki?..
Öyle mi?
Bahsetmeye çalıştığım şey telefon bağımlılığı, hoş internet olmasa yüzüne bakmadığımız bir arkadaş olduğu için internet bağımlılığıda diyebiliriz. Yüksek lisans tezimde 250 kişilik, ergenlik dönemindegencin, algıladığı stresin internet bağımlılığı ve kaygıyla olan ilişkisini inceledim. Uzun ve öğretici bir süreçti, sonucunda internet bağımlılığı olan gençlerin kaygı düzeylerinin yüksek olduğu sonucuna vardık. Gelelim bu kaygıların (anksiyetelerin) internet bağımlılığı ile olan ilişkisine, ama önce bakalım internet bağımlısı mıyız?
İnternet bağımlısı olmanız için;
-İnternet ile aşırı meşgul olmanız,
-İnternetin, mutlu olmak için artan sürelerde kullanılması,
-İnternet kullanımını kontrol etmek, kesmek veya durdurmak için tekrarlanan, başarısız çabalarınız olması,
-İnternet kullanımını azaltmaya çalışırken huzursuzluk, ruh hali, depresyon veya huzursuzluk hissi duymanız,
-İnternet kullanımı nedeniyle önemli ilişkiler, iş, eğitim veya kariyer fırsatlarını tehlikeye sokan veya riske atan durumlar yaşamanız,
-İnterneti ne kadar kullandığınızı gizlemek için aile üyelerine, terapistlere veya diğerlerine yalan söylüyor olmanız,
-İnternet kullanımınızın, umutsuzluk, suçluluk, endişe ve depresyon problemlerinden veya umutlarından kaçmanın bir yolu olması gerekiyor olması lazım.
Cevaplarınız evetlerden oluşuyorsa ve kendinize neden diye sormaya da başladıysanız; Bunun arkasında kaygılarınız olabilir. Yeri doldurulmayan duyguları aradığımız internet, beğenildiğimizi onaylamak için arkadaşlarımızın beğen butonuna basmasını beklediğimiz internet, sosyal olduğumuzu kanıtlamak için takipçi sayımızın artmasını beklediğimiz internet gerçekten en iyi arkadaşımız mı?
Geri dönüp sorulması gereken sorular bırakıyorum kendimize.
Kendimi beğenmiyor muyum? Neden birilerinin beni beğenmesini bekliyorum?
Bu onaylanma hissi nerden geliyor? Hiç mi beni onaylamadılar?
Neden ve neden bu aygıt olmadan yaşayamıyorum?
Bu cevapları bulmadıkça ve tanımlamadıkça gerçek dostların boşaldığı masaları telefonlar doldurmayacak, kalabalıklaştığımızı sandıran rakamlar bizi kandırmaya ve yalnızlığımızı pekiştirmeye devam edecek.
Umarım haftanıza ışık olur,
Selamlar!