Geçmiş olsun Elazığ. Depremde zarar gören herkese geçmiş olsun. Devletine ne kadar güvenebilirsin, nereye kadar sırtını dayayabilirsin, sana hangi koşullarda destek olabilir ? O kadar sorulacak soru var ki, cevapları olmayan.
Dünya çok küçüldü artık, parmaklarımızın ucunda. Dünyanın herhangi bir yerindeki en ufak hareketi dünyanın öbür ucu duyabiliyor. Doğal afetler ilk defa olmuyor ve sadece Türkiye'de değil dünyanın yapısı gereği ve insanoğlunun verdiği zararlarla doğal afetler hep var ve olmaya da devam edecek.
Deprem bir doğal afettir ve bilimsel olarak nasıl, neden ve nerelerde olduğu bilinmektedir. Ne zaman kesin tarih verilemiyor. (Şimdilik belki ilerde o da bilimsel verilere göre açıklanabilir) Peki bunlar bilindiğine göre, her an beklendiğine göre ve daha önce bu acılar yaşandığına, neler olabileceğinin bilindiğine göre; neden bu kadar çok ölüm ve hasar olabiliyor?
Japonya sürekli depremde en şiddetli şekilde sallanan denizin ortasında olan bir ülke. Deprem şiddeti bizden fazla olmasına ve çok sık depremle sallanmasına rağmen ölü sayısı hiç yok, yani hiç kimse ölmüyor, hasar da yok denecek kadar az. Japonya ne yaptı biliyor musunuz?
Buradaki bütün tarikat şeyhlerini çağırdı; "boş verin şimdi Türkiye'yi bizde biraz dua edin, biraz da biz faydalanalım, bizim depremleri engelleme projemizde en öncelik sizlersiniz dedi. Şeyhler bir hafta devlet sarayında ağırlandı, dualar edildi. Sordular kaç yıl garantili? Şeyhler hep bir ağızdan üç yıl garantili, sallanırsın ama hiç bir şey olmaz. Ama eğer bizi iki gün daha sarayda ağarlarsan beş yıl garantili olabilir."
Türkiye'de bir algı operasyonu var, zannediliyor ki Japonya teknolojide çok ileri, deprem bölgesinde olduklarını biliyorlar evlerini ona göre yapıyorlar, fay hatlarına imar vermiyorlar, yani hem bilimde çok ileriler hem de bilimsel çalışmalarını kendi ülkesindeki vatandaşının yararına olacak şekilde geliştiriyor. Oysa bütün maharet bizim şeyhlerde.
Eşimle konuşuyoruz, sordum " Hollanda deniz seviyesinin altında, nasıl engelliyorsunuz denizin sizin ülkenizi sular altında bırakmasını? Dedi ki "Hollanda çok ileri teknolojiye sahip, önüne çelik duvardan set çekti, asla bir şey olmaz. Ben de şaşırdım "Ama buzullar eriyor, dünya sular altında kalacak, o zaman Hollanda tamamen sular altında kalır yok olur) O kadar teknolojilerine güveniyor ki "asla dedi, sen bizdeki teknolojinin ne kadar ileri olduğunu bilmiyorsun, asla bir şey olmaz"
O kadar güveniyor ki, asla bir şey olmaz dedi.
Önce şaşırdım sonra jeton düştü. Dedim bunun haberi yok, hiç kafasını bulandırma, bizim şeyhler oraya da gitmişlerdir, orayı da garantiye almışlardır, dualar etmiş, sarayda ağırlanmışlardır. Bizim şeyhler oradaki ileri gelenlerin müslüman olmasına önayak olmuşlardır. Yani artık onlarda müslüman olmuşlardır. Şimdi değil ama sonra herkes bilir onların da müslüman olduğunu. (Prens Chars, kaptan Custov gibi)
Ne diyelim bizim şeyhlere bizim de sarayımız var bizde de dua ediyorsunuz, hatta bizde ülke zaten müslüman. Neden onlara ayrıcalıklı dua ediyorsunuz?
Şimdi bu yazıyı okumazlar da hasbel kader onlardan birisi okusa, hemen bizim şeyhlerimizi; doğal afetler için dünyadaki en ileri ülkelerde saraylarda bile ağarlanıyorlar, oralardaki afetleri bile bizimkiler engelliyorlar derler. Bu yüzden bu açıklamayı yaptım.
Dünyadaki en büyük afetlerde bile önce insan diyerek kendi vatandaşını öncelikli düşünen toplumlar nerede biz neredeyiz?
Çok geçmiş olsun ama aklın yolu bilimsel eğitimden geçer.