Evet değerli dostlar, biri milletvekili ikisi de Cumhurbaşkanlığı seçimi olmak üzere üç seçim birden geçirdik. Bu seçimlerden sonraki ilk yazımı geçen hafta ‘Mücadeleye Devam’ başlığıyla yazmıştım. Bu hafta da ‘Halka Küsülmez’ yani halka kızılmaz diyorum.
CHP üyesi olarak niçin böyle bir başlığa gerek duydum? Gerek sosyal medyada, gerek dost sohbetlerinde, gerek normal medyada pek çok arkadaşın halka en hafifinden sitem ettiğine şahit oldum. Bir kere ‘Ne yaparsak yapalım halk bize oy vermiyor kardeşim’ diyorsanız, ben de diyorum ki ‘ Hayır böyle bir şey yok. Biz alamıyoruz.’
Evet sağda siyaset yapmanın bazı kolaylıkları elbette var. Din, iman, vatan bayrak, ezan kavramları sağın malzemesi. Doğru. Solda siyaset yapmak böyle değil. Çok zor. Bu zorluklar ayrı bir yazı konusu. Ben aklım erdiğince bu seçimdeki yanlışları, şu andan sonra yapılması gerekenleri yazmaya çalışacağım.
Bütün demokratik ülkeler için geçerlidir. Bir iktidarı devralabilmek için iki şey gereklidir.
Birincisi, iktidar tarafından yaratılmış ekonomik kriz ve milli kriz var mı? Evet var. Hem de öylesine derin ki millet kemiklerinde ve iliklerinde hissediyor. Etine bıçak sokulmuş gibi. Milli kriz var mı? Var. Ülke 13 milyon yabancının istilası altında, pek çok bölgede demografik yapı değişmiş durumda.
İkincisi, iktidarı devralmak isteyen parti elbette genel olarak ana muhalefet partisi oluyor. Bu işe hazır olması gerek. Kısacası örgüt yapısı ve bilinç seviyesinin bu işe hazır olması gerek. Peki hazır mıydı? Hayır! Neden hayır? Hazır olsaydı alırdı iktidarı. Cevap bu kadar basit. Çünkü birici şıkka kimse ‘Hayır’ diyemez. O zaman geride ikinci şık kalıyor. O da olsa, iktidar olmaması için bir neden kalmıyor.
Şimdi başlayacaklar yine partililerim. ‘Hayır, hazırdık’ diyecekler. Hazır olsaydık alırdık kardeşim. Hem bu yukarıdaki iki maddeyi ben uydurmuyorum, diyalektik böyle söylüyor. Peki hatalarımız ne? Hangisini sayayım? Albert Einstein der ki” Hep aynı şeyi yapıp farklı sonuç beklemek aptallıktır.”
İllaki istiyorsanız bir kaç tanesini söyleyeyim. Parti içi demokrasi var mı? ‘Var’ diyenin alnını karışlarım. Parti tüzüğü bir partinin ana yasasıdır. Uyuldu mu partinin ana yasasına? Hayır! Örnek mi istersin? Al sana 52. madde 2.bent uyuldu mu? Hayır. Kadın kotası uygulandı mı? Hayır. Sayalım mı daha?
Bir üyelik sistemi var evlere şenlik. İsteyen herkes internet ten üye olabiliyor. Adamların hangi partiden olduğu belli mi? Kim soracak? ‘Üye sayımız şu kadar oldu’ diye İlçe başkanları böbürlenecek. Onların AKP, MHP, hatta Hizbullah militanı olmadığına kim garanti veriyor? Ve sonra bu adamlar sandık başlarına görevli olarak atanıyor.
Arkadaşlar karşımızda sıradan bir sistem bir düzen partisi yok. Aşırı radikal dinci ve yine aşırı radikal ırkçı partiler var. Bunların binlerce militanı var. Bu üyelik işi onlar için çocuk oyuncağı. Bir de partinin en yetkili kişilerinden Gökhan Günaydın’a göre 22.000, Onursal Adıgüzel’e göre 17.000 sandıkta görevli yok. Biz ikisinin ortasını alalım 20.000 diyelim.150’ şerden 6.000.000 oy eder. Aradaki fark 2.300.000.
Değerli dostlar CUMHURİYET HALK PARTİSİ dünyanın en eski beşinci partisi. 104 yaşında. Yazık değil mi hala sandıkları koruyamıyor. Şimdi bazı uyanıklar da var, CHP’nin oylarını %48 gibi gösteriyor. Hayır bu oran KILIÇDAROĞLU’nun Erdoğan karşısında aldığı oydur. Bunun içinde bir sürü siyasi görüşün oyu var. Bu oy anti-Erdoğan oylarıdır, KILIÇDAROĞLU oyları bile denilemez. CHP oy oranı %26.7’dir.
Alın size bir hata daha: Biz o dört partiyi listelerimize neden aldık? Sıfır getiriye 39 milletvekilini hangi akıla kulluk ederek verdik? Hele bir Davutoğlu var, bizim yayla komşumuz. TAŞKENT’li . ALANYA’ya 75-80 km uzaklıkta. Adam kendi köyünden oy alamadı. Sandıktan %73 AKP, %27 CHP çıktı ama CHP’den 13 milletvekili aldı. Hem de adamlar CHP oylarının garanti olduğu yerlerden. Garantili sıralar verilmiyor. Antalya’dan 4-5 vereceğine, Konya’dan birinci sırayı ver. Kayseri’den birinci sırayı ver. Benim Murat’ımı yediye ver. Saadet Partili ve Deva Partiliyi 4-5 e ver yok öyle. Öyle olursa da işte böyle olur.
Bir de şu var bizim bölgemizde Burada Süleymancılık tarikatıyla iş birliği yaparken sen halka çıkıp da ‘AKP Hizbullah’la iş yapıyor ‘ dersen halk sana ‘İşine bak kardeşim’ der. Senin laik olduğuna kimse inanmaz. Ve TİP de Antalya’dan 76.000 oy alır.
Peki şimdi ne yapmalı? Parti tepeden tırnağa yenilenmeli. Partiye parti içi demokrasi getirilmeli. Aksi halde bu ülkeye demokrasi getireceğine kimseyi inandıramazsın. KILIÇDAROĞLU ekibinin de ‘Biz yapamadık arkadaşlar ‘ deyip kenara çekilmesi gerekir. Hatta gerekirdi. Geç kaldı. KILIÇDAROĞLU bunu yapar mı? Evet yapar. KILIÇDAROĞLU’nda bu medeni cesaret var ama çevresindekiler yaptırmaz. Çünkü KILIÇDAROĞLU giderse onlarda gidecek. Bir de duygusala bağlayıp ‘KILIÇDAROĞLU giderse yerine kim gelecek? KILIÇDAROĞLU bunu hak etmiyor.
”Yufka yüreklerle zor yollar aşılmaz” demiş Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
Şimdi hoşça kalınız, dostça kalınız.