Kader, sözlükte ‘yazı’, ‘yazgı’ anlamına gelmektedir. Geniş anlamı ise ‘alın yazısı’ demektir. Daha da geniş anlamı ise, ‘hayat boyu yaşayacağınız her şey -iyi veya kötü, olumlu veya olumsuz her olay- bir program gibi yazılıp elinize verilmiş; isteseniz de onun dışına çıkamazsınız’ demektir. Yani ”kader planı”.

Şimdi burada yine bir ceza evi anımı anlatmadan geçemeyeceğim. Cinayetten yatan bir arkadaş öyle sohbet anında ‘Ne yapalım kader. Benim o adamı öldüreceğim benim alnıma yazılmış. Onun benim tarafımdan öldürüleceği de onun alnına yazılmış. Yapacak bir şey yok!” dedi. ‘Kim yazmış Ali?’ dedim. ”Tabi ki Allah, kim yazacak başka?” dedi. ‘Tamam da Ali, dinimizde adam öldürmenin cezasını biliyor musun?’ dedim. ”Biliyorum, cehennem” dedi. ‘Devlet ne ceza verdi Ali?’ dedim. “18 yıl abi!” dedi. ‘Ali, Allah senin alnına yazmış o adamı öldür diye. O adamın alnına da yazmış git Ali’ye kendini öldürt diye? Bir nevi sen Allah tarafından görevlendirilmiş olmuyor musun o adamı öldürmen için?” ‘Evet” dedi. ‘İyi de Ali, hem öbür tarafta cehenneme gideceksin. Hem de burada ceza çekeceksin. Hiç adil değil’ dedim. ”Tövbe tövbe!’ ”dedi.

Yat saati geldi yattık. Sabah Ali az keyifsizdi. ‘Hayırdır Ali, hasta mısın?’ dedim. “Yok abi akşam dediğin şey kafama takıldı uyuyamadım” dedi. Kurcaladım biraz tabi ki “Şu kader, alın yazısı mevzusu” dedi. “Doğru söylüyorsun abi benim kaderin dışına çıkma şansım yok. Ama cezayı alan benim öbür tarafta cehenneme gidecek olan da benim” dedi. O sırada sohbeti dinleyen diğer arkadaşlar ”Ali sen Şakir abiyi dinlemeye devam edersen yakında dinden imandan olursun” dediler. Ali de ”Ne var adam doğru söylüyor” dedi.

Şimdi değerli dostlar, bu anlattığım anının yani bu kader veya alın yazısı denen şeyin akılla, mantıkla, bilimle, matematikle, fizikle, kimyayla bir açıklaması var mı? Kadercilik işte böyle bir şey. Tabi ki kişilerin kaderi olduğu gibi milletlerin de kaderi var. Coğrafyaların da kaderi var. O zaman çalışmanın da gereği yok. Okuyup yazmanın da gereği yok. Hiç bir şeyin ama hiç bir şeyin gereği yok.Önlem almanın, kaçmanın, kovalamanın ne gereği var?! Kaderde varsa olacak. Yapacak hiç bir şey yok. Hastalanınca doktora gitmeye ne gerek var?! Arabaya bakım yapmaya ne gerek var?! ‘Kader’ efendim.

İşte ülkeyi 21 yıldır bu zihniyet yönetiyor. Bir de üniversite açmakla övünüyorlar. Üniversite demek bilim demek. Oysa siz kadercisiniz. Siz bilime düşmansınız. Sonunda bu kadar acı gözyaşı. Yazık bu ülkeye.

DÜŞMAN

ONLAR ÜMİDİN DÜŞMANIDIR SEVGİLİM

AKARSUYUN

MEYVE ÇAĞINDA AĞACIN

SERPİLİP GELİŞEN HAYATIN DÜŞMANI

BURSA’DA HAVLUCU RECEP’E

KARABÜK’TE FABRİKASINDA TESFİYECİ HASAN’A DÜŞMAN.

FAKİR KÖYLÜ HATÇE KADIN’A

IRGAT SÜLEYMAN’A DÜŞMAN

SANA DÜŞMAN

BANA DÜŞMAN

DÜŞÜNEN İNSANA DÜŞMAN

VATAN Kİ ONLARIN EVİDİR

SEVGİLİM OONLAR VATANA DÜŞMAN

ÇÜNKÜ ÖLÜM VURDU DAMGASINI ALINLARINA

ÇÜRÜYEN DİŞ,  DÖKÜLEN ET

BİR DAHA GERİ DÖNMEMEK ÜZERE YIKILIP GİDECEKLER.

VE ELBET Kİ SEVGİLİM ELBET.

DOLAŞACAKTIR ELİNİ KOLUNU SALLAYA SALLAYA

DOLAŞACAKTIR EN ŞANLI ELBİSESİYLE İŞÇİ TULUMUYLA

BU GÜZELİM MEMLEKETTE HÜRRİYET…

NAZIM HİKMET