Bir kaçtır, yazılarımda, köy ve kırsal kesim yaşamından, varoşlardaki durumlardan bilgi aktarmaya çalıştım. Şehir merkezlerinden uzaklaştıkça, imar çalışmalarının uğramaya zaman bulamadığı ama vatandaşın ruhsatlandırılma zorunluluğu ile yetişmekte olan gençliğin üretim, istihdamı dışında evliliğe hazırlık mahiyetinde ikame edecek sorunları gündeme taşımaya ve kırsal fikir şeması oluşturmaya çalıştım…
Köyden kente göçün engellenmesi yanında kentten varoşlara, kırsala, üretim sahalarına vatandaşı yönlendirmeye adım niteliğinde ilk mesaj Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, Sayın, Mansur Yavaş’tan sosyal medya aracılığı ile kamuoyuna sızmıştır. Başkentten böyle bir yaklaşımın ülkenin dört bir yanına sıçramasını ve geliştirilerek kalkınmanın köyde başlatılmasının önünün açılmasına adımdır…
Sn. Yavaş, “Köyüne 100 metrekareye kadar ev yaptırmak isteyenlerden ücret alınmadan ruhsat vereceğiz” açıklamasında bulunmuş. Cüzi miktar ücret alınmış olsa da yerinde bir yaklaşımdır. Bununla birlikte köy yerleşim merkezlerinin tesbitlenip, planlanıp, arsa üretimi ile konut yeri de sağlansa çok daha iyi olmaz mı? Okul, cami, tarım aletleri ve üretim kooperatifleri altyapısı ile merkezileştirilse su, elektrik, yol yapımı daha ekonomik ce cazip şekilde yürütülemez mi?
Yıllardır dil döküp anlatmadığımız siyasetin ana maddesi işte benzeri fikirlerin üretilmesi ve halkın kırsaldan başlamak üzere devlet imkânlarıyla tanışması ve yaşanabilir ortamın hazırlanması içindir. Türk ülküsünden uzaklaşıp kapitalist dünyanın petrol kavgasının peşine düşmekle garip gureba kalkınmış olmamaktadır. Çadırda doğan insanın çadırına göz dikilir, at üstünde ölen askerin atına otlak bırakılmaz ise bu ülkeyi (kim?) savunur…
Mecliste gazete manşetleri, twetter hesapları, facebook sayfalarının kavgasıyla gündemi dolduran avarelerin ülke meselelerine, kalkınma modellerine dikkat çekmeye vakitleri kalmamaktadır. Ankara Büyükşehir Belediyesinin bu girişimi tüm belediyelere örnek teşkil etmeli imar ve altyapı çalışmalarında kırsalın durumu gözden kaçırılmamalıdır. Ucuz da olsa kredi ile bu kesimin sorunlarını kentte çözmek ülkeyi kalkındırmaz…
Her türlü ihtiyaçların ithal yollarla, teşvik kanallarıyla karşılanması ve bolluktan bahsedilmesi fakirleşmenin önünü alamaz. Köylüye tarla verilmesi, arsa üretilmesi, otlak yaratılması, alet, edevat sağlanması…şeklinde yerinde projelendirme ile üretime teşvik gelecek nesillere umut verebilir. Türk ülküsünün esaslarını teşkil eden kırsalın kalkınması için her türlü teşvik ve yatırım yapılmalı, köyden kente göç önlenmelidir. Köylü bir an saraya yerleşse ele alacağı ilk kanun taslağı ev yeri, mera, otlak, makilik ve tarlalarının ekime, dikime teşvik yasası olur…