Gençlik yıllarımızdan beri verilen mücadelenin bir ayağında “montaj sanayi”den kısa sürede kurtulma hamlesi vardı. Türk ülküsünün temel gayesi milli devlet güçlü iktidar savaşıydı. Bu savaşın esası yabancı fikir akımlarından kurtulup yerli ve milli düşünme tansiyonunun denge ve istikrar içinde sürdürmekti…
Ekonomi, düşünce hareketlerinin ve fikir felsefelerinin politikaya yansıttığı en önemli ayağından birisidir. Hiçbir düşünce hareketi ekonomisi olmadan uzun süre ayakta kalamaz. Kalır, başkalarının desteğiyle fakirleştirilmeye yüz tutmuş toplumları kullanmak için dış destekle ayakta kalır. Yabancı sermaye her daim bir ülkeyi kalkındırmak için yatırım yapmaz. Yatırım yaptığı ülkelerin zenginliklerini sömürmek ve bu ülkeleri çöplük haline getirip defolup gitmek için de yabancı sermaye gelir…
Türk milliyetçiliği ülküsünün ana hedefinde bunun için yabancı sermayeye düşmanlık yoktur ama yabancı sermaye ile gelen yatırımların millileştirilmesi ve alınacak destekle yerli sanayinin kurulması ve montaj sanayiden biran önce kurtulma amaç ve gayesi yer almaktadır…
Politikacılarca her miting alanında açıklanan ve her habere konu olan işsizlikten kurtuluşun da çaresi yerli sanayi beraberinde ağır sanayi, savaş sanayi, teknoloji yatırımlarına bir an önce yönelmektir. Milli endüstri kolları kurulmalı ve en basitinden turizm endüstrisinin sürdürülebilirliği için yapılabilirlik projeleri üzerinde devlet olarak çalışılmalıdır…
Turizm endüstrisinin omurgası özel sektör görülse ve özel sektör üzerine yüklense de odak noktası iç ve dış politikada kullanılacak dilin hassasiyetinde gizlenen çok nedenler vardır. Turizm yatırımları siyasal inanç kalıplarına sığdırmak mümkün değildir. Her sektörün kendine göre kalıpları, kanalları, gelir ve gider kolları ile propaganda yolları mevcuttur…
Her yatırım için altyapı imkânları önemlidir. Temeli sağlıklı olmayan hiçbir binanın uzun süre ayakta tutulması mümkün değildir ve binadakiler her daim korku içindedirler. Bütün bunlar dikkate alınaraktan ülkemizde dışarıdan fikir ithaline karşın Türk Ülküsünün temel dinamikleri üzerinde yeniden düşünce, fikir, vizyon geliştirilmeli, ekonominin en önemli kısmı olan ağır sanayi hamlesine mutlaka atak yapılmalıdır. Montaj sanayii kalkınmada, işsizliği önlemede yeterli gelmemektedir.
Türk ülküsü ışığında montaj sanayiden ağır sanayi hamlesine kısa sürede geçiş sağlanmalıdır. Türkiye kısır parti çekiştirme politikalarının tuzağından arındırılmalı, iş sahası açılmalıdır!..