Hassas coğrafya üzerinde yer almaktayız. Bu, farklı fikir kulüpleri oluşmasına uygun ve kaygan zemin demektir. Toplumu uyumlu refah seviyesinde yaşatmak için üretilen politika sağlıklı proje geliştirmeli, gelecek kuşaklar umut olmalıdır.
Anadolu’da kaybolmuş devletlerden intikal eden medeniyetler, atlı kültür-bozkır kültürü, İslâm inancı imarıyla oluşan medeniyet, modernleşme ilkesi ve teknolojinin süper noktasıyla iştigal olmuş hali hâli istikbale yön verecektir. Köklü medeniyet üzerinde derin yapılanma güçlü birliğe süreklilik kazandırmalıdır. Suriyeli mülteciler ile Anadolu insanı çatıştırılmamalıdır!...
Hepimiz aynı gemide yer almışsak istikamet aynı yönde demektir. Ama hepimiz, (kim iz?) Yanlışlıkla gemiye alınmışlar varsa rota yönünde ikna edilmelidir. İkna olmak istemiyorlarsa huzursuzluk yaratılmaması için kaptan denizcilik mevzuatını uygulamalıdır. Vatan eskisiyle, yenisiyle; yerlisiyle, yerleşeniyle uyumlu yaşanması gereken kara parçasıdır. Doğulan ve doyulan mekânları bağrında barındırır…
Bazı kesimlerin idealizm adı altında devlete karşı yapılanmaya çalışmaları ve terör örgütlerine kadar uzanan çıkmaz yola girmeleri kabul edilir oluşumlardan değildir. Bu yapılanmalar bilinmektedir ki rejim üzerinde oynanan oyunlar, din ve milliyet köklerinden üretilen etnik yapı ideolojileri şeklinde oluşmaktadır. Suriyeli mülteciler; dışlanmadan milli refleks için eğitime tabii tutulmalıdır… Ülkemiz yeni demografik, nüfus değişikliği sürecine girmiştir. Milli devlet gereğini yapmaz ise; dış güçler yapacaktır!....
Kültür ideolojileri düşünce akımı şeklinde doğup kaybolmaktadır. İllegalite devleti yıpratmakta, toplumu hırpalamaktadır. Din ve milliyet yapılanması eğitim seviyesine göre daha kolay kök salmaktadır. Açık veya gizliden kışkırtıcısı, yardımcısı, burjuvazisi mevcuttur…
Uyum politikası diye başlamıştık: Suriyeliler söylem, eylem ve dedikodusu politik havayı hayli işgal etmekte, kirletmektedir. İslam ve insan fikriyatı üzerinden mağduriyet doğal, milli, dini, vicdani görevdir. Savaş Müslümanları tehdit etmektedir. İktidar ve muhalefetin mülteci politikasındaki söylemleri ayrıştırıcı, tehlikelidir!..
“ Suriyeliler ülkelerine gitsin!.. Veya kalsın!..” haykırışı, kitlere nifak sokar. Fırsat bekleyenler siyasi yatırım yapar. Halklar âsileştirilmeden, isyankâr olmadan tedbiri alınmalıdır. Yeni halk kitlesi için milli eğitimde “dil, iş ve aş” birliği, sosyal gelişim ve intibak dersleri geliştirilmelidir!... Görünen tablo kulağa hoş gelmemekte, demografik yapı, nüfusla oynanmaktadır!..