Turisti herkes tanıyor, turizmin hâlen tamı tamına tanınmadığı, tanıtılmadığı anlaşılıyor. Turist, bizim gibi insandır. Farklılıklarımız vardır. Doğum yerinden rengine, inançlarına, etnik ve dini yapılarına göre tasnif etmek mümkündür. Dil, lisan, konuşma şekli de çeşitlidir…
Turist lisanı turizmde önemlidir. Dilini bilmediğin turistle anlaşma imkânı o, sizin dilinizi bilirse mümkündür. Demek ki işi tesadüfe bırakmamak için turistin dilini bilmekte fayda vardır. Turizm sektörünün yaygın olduğu bölgelerde birkaç yabancı dili öğrenebilmek daha da önemlidir. Dil bilimi düzeyinde gerekmez ama esnaf dili seviyesinde yaygınlaşmalıdır…
Ben, şahsen, Fransızca diploma, İngilizce de sertifika sahibiyim. Buna rağmen Rusça da bilmememi bulunduğum ortamda büyük eksiklik telakki ediyorum. Ruslardan İngilizce, Fransızca konuşmalarını bekliyorum. Tabii ki bazen olmuyor…
Yeni nesil, genç kuşak, küreselleşen yaşam tarzlarını da dikkate alarak mutlaka birkaç yabancı dil öğrenmelidir. Türkçeyi ise mükemmel konuşmalıdır. “Türklük veya Türkçülük, günümüzde, bilvesile Türkçeciliktir!.. Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet dili “TÜRKÇE”dir!..
Türkçenin kent ve tabela dilinde kullanımı da turizm açısından önemlidir. Ancak turizm bölgelerimiz yabancı dil istilası altındadır. Turizmdeki en çarpık özelliklerinden birisi de tabelalardaki dil kirliliğidir. Yerel seçim sonrası bazı belediyelerde buna karşı kampanya ve çalışmalar başlatıldığı görülmektedir. Bu durum sadece belediye başkanının çalışması ile aşılabilecek husus değildir. Halkın, turizm esnafının katkısı önemlidir…
Suriyeli mülteci veya sığınmacıların durumu toplumda çarpıtılmaktadır. Devletin ve uluslararası kuruluşların bunlar için yaptığı çalışmalar vardır. Bu konumuzun dışındadır. Ancak “Türkçe” dışında tabela ile işyeri açılması, Suriyeli için de Türkiyeli için de aynı sonucu yaratır. Toplumda psikolojik tartışmalara sorun açar. Herkes hukuk çerçevesinde işini yapar, “TÜRKÇE” tabelasını asarsa problemin büyük çoğunluğu halledilmiş olur…
Avrupa’da, Avrasya’da biri birini sevmeyen millet vardır. Alman geldi, Fransız gitti. Rus geldi Avrupalı gitti. Turizmcinin serzenişidir. Gelen turist başka milletlerin dil kalabalığıyla karşılaşınca yerli, milli turizm kavramından çıkıyor, başka ülke sanıyor. Yeni seyahat tercihini milli ülkeye yönlendiriyor. Yabancılar; Türkiye’de, Türk ve Türkçe ile karşılanmak istemez mi?
Türkiye’nin büyüklüğü, gururu, onuru ve turizmdeki dil kirliliğini aşmak için tabelalarımızı “TÜKÇE” yazalım!.. Ama öğrenebildiğimiz kadar turist dili öğrenelim!.. “Dil, dile değmeden öğrenilir mi bilemem…” Ama yine de, dil öğrenmeye gayret edilmeli!..