Değerli dostlar!

Yazacağım bu konuya üç gün önce karar vermeme karşın başlık bulmakta sıkıntı çektim. Konu ortalama olarak günde bin lira artan ev kiralarıydı. En sonunda yıllar önce izlediğim ‘Ahlaksız Teklif’ adlı film aklıma geldi, ben de başlığı ‘Ahlaksız Kiralar’ koydum.

Geçen hafta her olayın kendi içinde bir ahlakı olduğunu yazmıştım. Yıllar önce Alanya Cezaevi’nde yatarken kadın iç çamaşırı çalma dürtüsü olan bir hırsızın, tekrar tekrar aynı suçtan gelince diğer hırsızların onu ‘Ulan hırsızlığın da bir şerefi var; sen şerefsiz bir suç işliyorsun’ diye dövdüklerini anlatmıştım. Yani anlatmak istediğim şu: ‘Ev sahibi olmanın da, kirayı arttırmanın da bir şerefi, bir ahlakı olmalı.’

Tanıdığım biri geçen hafta 10.000 liraya bir ev tuttu, başka bir tanıdığım ise bu hafta 15.000 liraya. Dün de başka bir arkadaşım 12.000 liraya ancak ev bulabildiğini söyledi. Ev sahibi veya emlakçı aynı eve 15.000 lira istiyor. Biri ‘oğlumu kızımı evlendireceğim, diğeri de ‘satacağım’ diye tutturup on on beş yıllık kiracılarını sokağa atmaya çalışıyor. Bunları yaparken de Alanya’nın yerlisi olduğuna güveniyor, öyle hava atıyor. Kiracıların çoğu ya bir kamu çalışanı, ya da bir esnaf olunca korkuyorlar. Bütün sorun eski kiracıyı çıkaramamaktan, yeni kiracıya da %300 gibi fahiş fiyatla evini kiraya verebilmek ortamından doğuyor. Bunlar senaryo değil gerçek. Günümüzün bir gerçeği bu.

Yahu asgari ücretin bile daha yeni 8.500 lira olduğu bir zamanda bu kiralar nasıl ödenir. Bu görüntü asgari ücretle çalışanları ölüme terk etmek duygusu veriyor bana.

Bir memurun ortalama 15.00 lira aylık aldığını düşünelim. Ne yapacak şimdi bu adam!? Bu iş, yüz yıllık cumhuriyet tarihinde adı konmamış bir ulusal yıkım, bir tsunami. Bu tsunamide de kiralar başı çekmekte.

Bir de çıkıp ‘Zamları Allah yaptırıyor. Bu işlerde dış güçlerin parmağı var’ diyorlar ya! Ruslar, Ukraynalılar, Araplar bu artışların nedeniymiş. Oysa devlet yurttaşını elin Arap’ına, Rus’una ezdirmez. Bu ülkenin insanları yedi düvele karşı verdiği ulusal kurtuluş savaşıyla tüm ezilen uluslara örnek olmuştur. Kimse benim ülkemi çuval dolusu altın vererek, ucuza vatandaşlık elde ederek satın alamaz. Dedelerimiz Çanakkale’de torunları bu ülkede aç ve sefil olsun diye canlarını vermediler.

20 yıllık iktidar nerede? İktidarın bu çarpıklıklarını gündemde tutması gereken muhalefet nerede? Yerel yönetimler nerede?

‘Ne yapabilirler?’ demeyin. Bir kira yardımı fonu oluşturabilirler. Oysa iktidar seçimleri bir daha kazanabilmek için ne var ne yoksa hepsini satmak çabasında. Muhalefet ise aday peşinde. Yani dostlar şans eseri yaşıyoruz.

Bunun çaresi yok mu? Bence var: Bir gecede işlerine gelen yasayı çıkaranlar, yabancıya mülk satışını yasaklayan bir yasayı da bir gecede çıkarabilirler.

Google amcaya sordum, ülkemiz insanının %42’si kirada yaşıyormuş. Bu 40 milyon kişi demektir.

Ey iktidar sahipleri! Gidiyorsunuz gitmesine, hiç olmazsa yabancıya mülk satışını yasaklayarak, vatandaşlık vermeyi zorlaştırarak iyi bir iş yapın.

Son söz olarak da bir şey söyleyeyim dostlar; ben kirada oturmuyorum; eşimin ve benim başımız sokacak bir evimiz var.

Haydi şimdi hoşça kalın, dostça kalın.