Ebû Hüreyre’den (r.a) rivâyet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur:
“Karanlık geceler gibi birtakım fitneler ortalığı kaplamadan evvel, sâlih ameller işlemekte acele ediniz! Öyle zamanlar geldiğinde insan, sabah mü’min iken akşama kâfir olarak çıkar; akşam mü’min iken sabaha kâfir olarak çıkar. Dinini küçük bir dünyalığa satar”. (Müslim, Îmân, 186. Ayrıca bkz. Tirmizî, Fiten, 30; Zühd, 3; İbn-i Mâce, İkâme, 78; Ahmed, II, 303, 372, 523)
Âhiret yolcusu olan ve dünyanın gidişâtından mes’ûl tutulan insan, bir göz açıp kapayıncaya kadar geçen şu kısa dünya hayatını, ne kadar hayır ve iyiliklerle doldurabilirse, ebedî hayatta o kadar mes’ûd olacaktır. Çünkü Cenâb-ı Hakk’ın dünyada yapılan iyiliklere verdiği mükâfâtlar, hayallere sığmayacak kadar muhteşemdir. Bu sebeple âhirette Allah’ın nimetlerini ve iyiliklere verdiği mükâfâtı gören mü’minler, dünyada yaptıkları hayırları çok az görecek ve daha fazla yapamadıkları için hayıflanacaklardır.
Yapılan bütün hayırların asıl faydası, onu işleyene âittir. İlk bakışta iyiliğin faydası başkalarına dokunuyormuş gibi görünse de, onun nihâî faydası ve mânevî kazancı sahibine aittir.
Âyet-i kerimelerde şöyle buyrulur:
“İyilik işleyenin faydası, kendisinedir”. (Câsiye suresi, 45/15).
“Hayır olarak harcadıklarınız kendi iyiliğiniz içindir. Yapacağınız hayırları, ancak Allah’ın rızâsını kazanmak için yapmalısınız. Hayır olarak infak ettiğiniz ne varsa; karşılığı size tam olarak verilir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız.” (Bakara suresi, 2/272).
Bir de yapılan hiçbir iyilik zâyî olmamaktadır. Cenâb-ı Hak, hepsini kaydederek kıyâmet günü karşımıza çıkaracaktır. Nitekim Kur’ân’da şöyle buyrulmaktadır:
“Her ne hayır işlerseniz, Allah onu mutlaka bilir.” (Bakara suresi, 2/215, 197).
“Kim Allah için bir ev inşa ederse (mescit yaparsa) Allah’ta cennet’te onun için bir ev yapar”. (Buhari, Salat 65, Müslim, Mesacid 4).
“Bir kimsenin mescide alakasını görürseniz, onun mü’min olduğuna şehadet edin, zira Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor: “Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe inananlar imar ederler.” (Tirmizi, Tefsir, Sure 2. H. No 3092).
Bizim İslam anlayışımızın temelinde HAYIR HASANAT vardır. İyi olmak, ahlaklı olmak ve yardımseverlik vardır. İnsanların yararına olan işlerde ömür harcamak en faydalı işlerdir. Camii yaptırmak, yapılmasına öncülük etmek, katkı sağlamak ve bu uğurda zaman ve emek harcamak hayırların en hayırlısıdır.
Bu iman ve edeple, Alanya Bademağacı mahallesinde yeni bir camiinin temeli atılmıştır. Hayırlara vesile olsun. İnsanın doğup büyüdüğü yerleri unutmaması, oradaki noksanları girmesi, oraların meseleleriyle ilgilenmesi ve hemhal olması imandandır. Mü’minin en temel görevlerinden biri de Sılay-ı Rahim’dir.
Camiilerin, Allahın yer yüzündeki evleridir inancı ile hareket ettiğimizde, camiilerimizin görünümü, yapısı, mimarisi, ulaşımı ve düzenlemesinin ne kadar mühim olduğunu anlarız. Camii sa6yısının çokluğu, gereksiz masraf olduğunu düşünenlerin bu şuurdan yoksun olduğunu düşünüyorum.
Hülasa, Bademağacı köyünde yapımı başlayan camii için başta ulu çınarımız babam Abidin AVŞAROĞLU, Bademağacı köyü muhtarımız, Alanya belediye başkanı Adem Murat YÜCEL, Alanya müftümüz, Köyümüzün ileri gelenleri ve hayırsevenleri, yol başçılarımızdan Servet GÜNDOĞAN, Süleyman KARATAY ve adını anamadığım güzel insanların hepsine müteşekkiriz.
Allah hepsinden razı olsun ve hatrını yapsın. Camimiz hayırlı ve uğurlu olsun.