Bugün bir ailenin dramını öğrendim, Kargıcak’ta yirmi yıldır bir sera çadırında yaşayan bir aile varmış. 3 çocuğuyla birlikte o çadırda yaz kış yaşayan bir aile… Yazın kavurucu sıcakları, kışın yoğun ve şiddetli yağmurları, yağmurla birlikte esen sert rüzgarlar… Aklıma bir ton şey geldi. Mübarek Ramazan ayındayız… Her gün bir zenginin iftar daveti geliyor… Bugün bilmem kimin iftarı, yarın bilmem ne kurumunun iftarı falan… Bunları haberleştiren, bilerek ya da bilmeyerek bunların reklamını yapan biz gazeteciler… Benim bildiğim en azından şu mübarek ayda yoksula yardım edilir ki bu da gizli yapılır. Durumu olan olmayana destek olur… Ama yok seçim çalışmalarıydı yok şatafatlı iftar davetleriydi derken gözümüzün önündeki acıları görmez olmuşuz.
Bu ailenin hayatını duyduğumdan beri daha da utandım birçoğunun adına. 20 yıldır bir çadırın içinde yaşamaya çalışıyorlar ve bunu görmeyen görmek istemeyen bizler… Ailenin babası işsiz ve bir geliri olmadan ailesine sahip çıkmaya çalışıyor. Sağdan soldan gelen ufak tefek yardımlarla yaşamaya çalışıyorlar.
Hani, komşusu açken tok yatan bizden değildi, hani Ramazan ayı yoksulla yardımlaşma ayıydı, hani biz birçok milletten farklı olarak birbirimize sahip çıkan, yoksula, düşmüşe, öksüz yetime her zaman destek olan bir millettik yirmi yıldır bunu görememek nasıl bir utançtır!
Ramazanlar amacından, çığırından çıktı. Zenginin, ramazanda açlığın ne olduğunu öğreneceği yerde, zenginin fakiri görmediği, zenginin zengini ağırladığı lüks gösterişli, şaşalı şova dayalı iftar sofraları oldu. Kısacası ramazan amacından sapmış durumda. Bundan başta din alimleri ve hocaları hiç rahatsız değiller.
Bence bu saatten sonra hepimizin desteğiyle devlet büyüklerimiz de bu konuda gerekeni yapacaktır. Dışişleri Bakanımız Alanya’nın gururu Mevlüt Çavuşoğlu, Alanya Kaymakamı Mustafa Harputlu, Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Siyasi parti İlçe Başkanları, ALTSO Başkanı Mehmet Şahin ve diğer büyüklerimiz bu konuda gerekeni yapacaktır eminim ki. Özellikle seçim çalışmaları yürüten Antalya Milletvekili Adayları da bence bu konuda bir şeyler yapmalılar. Madem halkımızın yanındayız her zaman destek vereceğiz diyorlar işte onlara bir fırsat…
Bu olayı duyurmak da biz gazetecilere düşüyor. Aileyi de rencide etmeden, onlara en büyük desteği vermemiz gerekiyor. Gazeteciyim diye gezinen daha iki kelimeyi bir araya getiremeyen, zaten resmi olarak bir medya organı da olmayan ‘gazeteciler’ ‘tek derdim halkıma haber vermek’ diye sevimli olmaya çalışan arkadaşları da hadi görelim bakalım…