Alanyaspor Sivasspor deplasmanı ile Süper Lig’deki varlığını sürdürdü ve tüm olumsuzluklara rağmen, ne kadar inançlı ve istekli bir takım olduğunu bir kez daha gösterdi. Son yıllarda her geçen gün üstüne koyarak gelişen takım, aslında ne kadar kaliteli olduğunu, Süper Lig’e yakışan bir kulüp olduğunu ispatladı.
Gerek futbolcuları, gerek teknik heyeti, gerek yönetimiyle kalitesini konuşturan Alanyaspor, sadece Süper Lig değil bana göre Avrupa’ya bile gitmeyi hak eden bir takım olduğunu gösterdi. Süper Lig’e çıkıp bir iki yıllık bir takım olmadığını bence oynadığı futbolla, şampiyonluk yarışındaki takımları zorlamasıyla gösteriyor. Başakşehir son ana kadar şampiyonluk iddiası olan bir takımdı ve Alanya’dan mağlup ayrıldı, Galatasaray şampiyon oldu ama özellikle Alanya’da oynanan maçta hakemin hataları maçı etkilemeyecek kadar büyük olmasaydı buradan galip değil belki de mağlup ayrılacaktı… Hatta o derece ki buradaki maç sayesinde belki de şampiyonluğunu garantiledi.
Sadece bu iki takım değil Fenerbahçe ve Beşiktaş’ı da zorlayan Alanyaspor, aslında ne kadar iyi futbol oynadığını, izleyenlere zevk veren futboluyla gösterdi diye düşünüyorum.
Alanyaspor’un aslında ne kadar başarılı olduğunu fark eden bir tek biz değiliz. Ulusal basında da yer alan haberlerle, spor yorumcularının da yorumlarına bakıldığında, sosyal medyadaki paylaşımlar göz önüne alındığında gerçekten bir şeyleri başarmış olduğu görünüyor. Dört büyükler haricinde, Alanyaspor, Anadolu takımları arasında en çok konuşulan takımlardan birisi oldu. Seven, sevmeyen herkes Alanyaspor’un başarısını, futbolunu konuşuyor. Tabi sevmeyenler eleştirmek için ellerinden gelen çabayı sarf ediyor ama o ayrı…
DÖRT BÜYÜKLERDEN FARKI YOK
Kesinlikle eskisinden eser kalmayan, yani amatör bir takım imajı vermemesiyle hak ettiği değeri görmesi gerektiğini düşünüyorum. Gerek takım adına yapılan paylaşımların, bir büyük takıma yakışır derecede değişmiş olması, düzenlenen etkinliklerin profesyonelce ve titizlikle, en ufak ayrıntısına kadar düşünülerek yapılması bence ne kadar geliştiğini gösteriyor. ‘Alanyaspor okulumda’ projesi mesela takımı yeni nesile yakından tanıtarak sevdirilmesi için süper bir yöntem. Özel uçak ile taraftar desteğini de yanına alması, onlara misafirim mantığıyla en güzel şekilde ağırlaması bir Fenerbahçe’den bir Galatasaray’dan çok da bir farkı olmadığının göstergesidir bana göre kim ne derse desin. Kaç tane Anadolu Takımı diye tabir edilen takım bunları yapabiliyor ki?
Tabi hal böyle olunca buradan nemalanmak isteyenler de çoğaldı, Alanyaspor üzerinden prim yapmak bir yerlere gelmek isteyenler arttı… Kendisinden bekleneni her zaman er ya da geç yaptığı için, büyük takımlarla da her türlü kafa kafaya kapışabildiği için seveni kadar sevmeyeni de çoğaldı tabi ki. Şöyle dışarıdan bakıldığında, haftalar öncesinden beri şahsi olarak söylediğim bir şey vardı: ‘Bu takım hayatta düşmez geçin düştü düşecek korkularını. Aşağı yukarı hesapladığım gibi bitirirlerse 11-12’nci belki 10’uncu bile bitirebilir.’ Çevremdeki birçok kişi de bilir bu söylediklerimi. Çünkü o imajı asla vermedi. Özellikle Mesut Bakkal geldikten sonra üzerindeki ölü toprağını atarak içindeki canavarı ortaya çıkaran takım, savaştı ve kazandı.
Transfer edilen kaliteli, hırslı futbolcularla başarıyı elde eden Alanyaspor, şimdilerde öyle bir noktaya geldi ki büyük takımların hepsi ve yurtdışındaki birçok takımın peşinde olduğu futbolculara sahip. 7-8 tane milli takımlara yolladığı futbolcusunun da olması zaten ne kadar doğru adımlar atıldığının bir göstergesi değil mi?
Bir sonraki yazımda daha detaylı geçtiğimiz sezonu değerlendirmeye devam edeceğim...