Bugün biraz etikten bahsedelim istiyorum… Hani bu yerel basında özellikle pek varlığı belli olmayan etikten!
Ulusal basında biraz daha dikkat edilen bu konu yerel basına geldi mi ne hikmetse bütün etkisini kaybediyor sanki… İnsanları bir aymazlık alıp gidiyor… Gazeteci olamayanlar, sosyal medyayı kullanarak, bir sosyal paylaşım sitesinden paylaşım yaparak haberci olduklarını, gazeteci olduklarını iddia edebiliyorlar. Böyle de bir cesaret, böyle de bir ego yaratıyor sosyal medya bu arkadaşların üzerinde…
Eskiden basit siteler vardı böyle sadece fotoğraf ve video koyabildiğin basit alt siteler veriyordu sana, sende internet sitem var diye ortalıkta geziyordun… Böyle ‘Haber siteleri’ var bu zamanda bir de buralarda. Girdiğinde gözlerini kanatan bir tasarıma sahip ama adam ben ‘koskoca internet sitesi sahibiyim’ diye en kasıntı haliyle ortalıklarda geziyor, he bir de tutturabildiğine, bu işin kaymağını çok güzel yiyor. Genellikle bu tarz insanlar tabir-i caizse yırtık oluyorlar çünkü. İnsan ilişkilerini, kime nasıl davranacağını çok iyi bilen insanlar çünkü…
Gelelim etik konusuna… Bu vatandaşlar genellikle senin emek verip yaptığın haberleri, hiç gözünün yaşına bakmadan alıp kullanabiliyorlar, sana sormadan hem de… İnsan hani bir utanır bir iki kelime değiştirir tıpa tıp aynı olmasın diye ama nerde…
Bir de bulunduğu konuma bakmadan her yerde borusunu öttürmeye çalışanlar var… Adam yakın olduğu kişilere haber atlattırmaktan hiç çekinmezken gözü hala senin ulaşabildiğin, onlara rağmen yapabildiğin haberlerde…
Birazcık sessize aldığınız vicdanınızın sesini mi açsanız, birazcık şu ‘etik’ denen meretin ne olduğunu mu hatırlasanız diyorum…
Zaten ortalık iki kelimeyi bir araya getiremeyen, imla kurallarının gözüne gözüne vuran insanlarla dolu… Haber mi yazıyorsunuz, canına mı okuyorsunuz belli değil…